herkes mutlu olsun. sarva mangalam diyorlar burda, bütün varlıklar mutlu olsun, iyi olsun.
eski sevgililerimiz o içlerinde duran romanlarını yazsınlar bitirsinler onbin bastırsınlar. şehrin hem de bir diskosunda kocaman roman yazma partisi yapsınlar kalkalım gidelim. yalnız gidecek şeyimiz yoksa arkadaşlarımızı alıp gidelim ama iftiharlar içerisinde de gidelim.
arkadaşlarımız, eski sevgililerimiz, artık arkadaşımız olmayan eski yakınlarımız, şimdiki yakınlarımız, herkes iyi olsun, onlarla iftihar edelim.
budistlerin çok üstünde durduğu bir şey, sympathetic joy diyorlar, başkasının iyiliğine sevinmek. başta tuhaf gelebiliyor. bazı on günlük inzivaların bir gününü buna ayırıyorlar, oturduğun yerde sevin bakalım herkesi tek tek düşünüp herkesin bir erdemini iyiliğini başarısını hatırlayıp, diyorlar. alışınca çok iyi geliyor. insan hafifliyor.
birbirimizi hep kollayalım esirgeyelim, hayat zaten herkese zor.
Budistlerin ‘sympathetic joy’u ne güzelmiş. Almanlarla ne tezat. Schadenfreude geldi aklımda birden.
Yazılarınızı keyifle okuyorum. Sevgiler..
BeğenLiked by 1 kişi
schadenfreude almanlara has bir şey değil galiba, bir insanlık hali. budistler kalp temizlemeyi durultmayı öğreniyorlar. schadenfreude onlar da biliyorlardır, ilacı olarak da tersini uyguluyorlardır belki.
BeğenBeğen
Schadenfreude ve sympathetic joy insanlık halleri belki, ama bunu bir sözcükle, belli bir ifadeyle tanımlayan bir dil. Dildeki sözcükler, deyimler o dili oluşturan kültürün uzantısı, psikolojisi. Biri schaden tarafından diğeri sympathetic tarafından yansıtıyor. Almanlar değil, Almanca diye düzelteyim ifademi.
BeğenLiked by 1 kişi
anladım. fakat düşündürttünüz beni, hikayedeki eski sevgiliye schadenfreude hissetmiş miydim eskiden, diye. zannetmiyorum ama emin olamadım.
BeğenLiked by 1 kişi
Geri bildirim: Schadenfreude, Şefkat, Kısmet – MINDMILLS